Dr. Selahaddin Can, aracına çarpan motosikletlilere ilk müdahalede bulundu! Dr. Selahaddin Can, aracına çarpan motosikletlilere ilk müdahalede bulundu!

Geleneksel İslam sanatlarından hat sanatını yaşatmaya, gelecek kuşaklara aktarmaya gayret eden 56 yaşındaki Arif Yücel, duvarlara asılan levhalarda, cami, türbe gibi dinsel yapılardaki kuşak ve kubbe yazılarında, daha ziyade uzaktan okunabilen, celi sanatını tercih edildiğini söyledi.  
Çalışmaları hakkında bilgi veren Arif Yücel, “Hüsnü hat sanatının yaygın tarifi her ne kadar cismani aletlerle yazılsa da, ruhi bir hendese olarak tarif edilir. Yani hattat iç dünyasındaki oluşturduğu o güzel duyguları, hisleri bir şekilde yazıya dökerek topluma sunar. Güzel gönüllere sunar. Küçük yaşlarda, ilkokul, ortaokul çağlarında öğretmenlerim benim sanata yatkın olduğumu söylerlerdi. Yani kabiliyetin var Arif senin, derlerdi. Ellinin üzerinde camiyi yazma fırsatım oldu. Cenab-ı Hak onu bize lütfetti. Şuanda da devam eden büyük camilerden yazdıklarım var. Abdulhamithan Cami ilk önce yazmış olduğumuz büyük camilerden. Bunlar arasında Kırıkkale Merkez cami var. Nur Camiini yazdım. Başakşehir Camii var İstanbul’da. Midyat’ta Altunkayalar Camii. Şuanda Antep’te devam etmekte olan Şahinbey Millet Camii başta olmak üzere ellinin üzerinde cami yazdık. Merkezinde hat sanatı olmak kaydıyla hat sanatının etrafında oluşan ebru, teshib gibi sanatlar var. Sadece hat bazen yalnız kalabiliyor, tek başına olabiliyor. Ama tek başına da çok güzel bir yapıya sahip olabiliyor. Onun için onun etrafında bir çok sanat şekillenmiş olabiliyor. Hattından, tezhibinden, çerçevesinden tutun hepsi bir bütün halinde sonradan bir araya geliyor oluşuyor” dedi. 

Editör: Haber Merkezi